O bir çınar, o bir dev, o Anadolu sevdalısı, dağların, akan suların, börtü böceğin, kişneyen atın, madende çalışan işçinin, Çukurova'da ki ırgatın sesi, büyük kalem ustası, insanlık davasına adanmış bir ömür, zülme direnen yürek, bitmeyen türkü.
92 yaşında yıldızlar ülkesine uçtu gitti büyük usta Yaşar Kemal. Arkasında kalemini, kitaplarını, beyinlerimize kazınan davudi sesiyle direnmenin, umudun türküsünü bırakarak.
Siz Toroslarımı görmek istersiniz, açın İnce Memedi okuyun. Sizi Torosların orta yerine götürür. Sanki siz kitap okumuyor, bizzat gözlerinizle görüyorsunuz. Acaba bir atın kişnemesini daha güzel kim yazabilir? İnce Memed zülme isyan eder, asker çemberlerini yarar, tuzaklara, ihanetlere direnir ve iner Çukurova'ya. Acının, emeğin, sömürünün katmer katmer olduğu yerde ağaların korkulu rüyası olur, yıkar saltanatı. O aslında, Erzincandan, Kemahtan, Edirneden, Karstan,Rizeden, Mersinden oluk oluk Ankara'ya yürüyüp, saltanatın zülüm çemberini parçalayan İnce Memedlerin öyküsüdür.
Ermeninin, Ezidinin, Kürdün, Rumun derdini, çilesini, çektiklerini yazar. Binboğalar Efsanesi'de, Horasan Piri Haydar Usta'yla Türkmenlerin çilesine götürür bizi, Koyun Dedeyle insalığı öğretir bize;
"Kayalıklar:
"Gerçeğe hüüüü" diye inledi
Koyun Dede kayalardan indi kalabalığa karıştı. Kısık sesiyle:
"Dünyada her şey var. Ağaç kuş, toprak, türlü kokular, nimetler...Toprak bereketli, toprakta yüz bin, bir milyon doğurganlık...Akla hayale sığmaz. Sular, yıldızlar... Hepsi de insan için yaratılmıştır."dedi."Bu gece yüreğinizi iyice temizleyecek, arıtacaksınız...Eğer içimizden bir insanı aşağılıyorsanız,aşağılanacak bir insan yoktur, bunu böylece bilin. Eğer bir insan için kötülük düşünüyorsanız, kötü düşünülecek insan bu dünyüya gelmemiştir, bunu böylece bilin.Dünyada kötülük yoktur. Kötülük uydurmadır. Dünyada iki türlü iyilik vardır. Işıktan bir değenek alın elineze, uzun bir değenek....Değeneğin bir ucu çok parıltılı, bir ucu daha az parıltılıdır. İşte iyilikle kötülük arasındaki fark bu kadardır. Bunu böylece bilesiniz. Mervan kendince kötü değildi.Biz onu kötü yaptık. Bizim kötümüzdür.Yüreğinizi bu gece sabaha kadar arı tutun. Gerçeğe hüüü, dostlar...Dostluğa hüüüü...." Sa.16
" Türkmenin anlı şanlı günlerinde türküler, ağıtlar, destanlar vardı.Toylar, düğünler, gelenekler vardı. Ulu semahlar, mengiler vardı. Üç gün üç gece süren cemler vardı. Aşıklar, kavalcılar, destancılar vardı. Her evde masal söyleyen, ağıt yakan bir yaşlı Türkmen anası vardı. Kilim halı dokuyanlar, keçe dövenler, kılıp yapanlar, pirler, ocaklar vardı. Kök boya yapanlar, gümüş, eyer, palan yapanlar... Ünü İrandan Turana, ünü Umurdan Şama ulaşmış ustalar vardı. Beyler vardı ki, ulu şanlı kartallara benzer. Bir ovaya inince velilerin, paşaların karsıcı çıktığını." Sa. 188

Işığın bol, Devrin daim olsun ulu çınar, Türkye'nin boyun eğmez vicdanı.
Metin Mat